Hikayemiz
Deylan Diamond, üç kuşak önce başlayan aile sanatımızın mesleğimize dönüştüğü yerdir. Ürünlerimiz öncelikle büyük bir özenle çizilir sonrasında mum tutuculara eklenir. Dökümhane atölyesinde dökülür ve elle çivilenerek şekillendirilir.
Çocukken yaz tatillerinde ve hafta sonlarında babamın yanında çalışmaya gittiğim o büyülü atölyede önce çırak, sonra kalfa şimdilerde ise usta oldum. Kendi özgün tasarımlarımla harmanladığım aile sanatımı sizlerle buluşturuyorum.
Taşlı ve taşsız her yüzük, bilezik, kolye, küpe, emek dolu tezgahlarımızda elle şekillendirilmektedir.
Tüm tasarımlarımızı İstanbul Kapalıçarşı'daki atölyemizde, Ermeni ve Türk ustalarımızın ellerinde, yılların emeği ve tecrübesiyle kazandığımız becerilerle üretiyoruz.
Rekabetin her geçen gün arttığı ve modernleştiği bir dünyada; takı ve el sanatlarında ustaların azaldığı bu dönemde, geleneksel Anadolu ve Avrupa dokunuşlarını tasarımlarımızda harmanlıyoruz. Gördüğünüz tüm ürünlerin arkasında çok değerli bir miras ve sürekli çalışarak, emek vererek mükemmelleşmiş bir sanatın yansımasını görüyorsunuz.
Kapalıçarşı'nın kendine özgü bir kültüre ve çalışma ekosistemine sahip olduğunu çok az kişi biliyor. Sabah 09.00'dan akşam 17.00'ye kadar çalışma esasına dayalı bir sistem yok. Burada yetişen her usta, ustalarından aldığı eğitim ve zanaatla, yıllar içinde kendi üslubu ve dokunuşuyla büyür, gelişir.
Burada her usta birbirini tanır, rekabete değil, dayanışmaya ve söze dayalı bir çalışma ahlakı vardır. Kısacası işin özü, nesillerden nesile aktarılan sanata saygıda yatmaktadır. Kapalıçarşı'nın bu mistik ve zarif tarzının simyasında yatan ve onu diğerlerinden ayıran gizli reçete budur.